SERPİL ÜSTÜNDAĞ:
Barış’ın annesi. 45-46 yaşlarında, çocuklarına sevgiyle yaklaşan, sıcakkanlı, yardımsever İzmirli bir kadın. Ailesini kaybedince kocası Seyfi ve çocukları Barış ile Işıl’dan başkası kalmayan Serpil, kendini onlara adamıştır. Seyfi başarılı bir müteahhittir. Yıllar önce küçük bir inşaatla işe başlayan Seyfi, karısının desteği ve ailesinden kalan mirasla işleri büyütür. Zaman içinde İzmir’in sayfiye yerlerinde birçok yazlık site ihalesi alır. İşlerinin yoğunluğu yüzünden çocuklarına fazla zaman ayıramaz ama eşi Serpil açığı kapatır ve çocuklarının her şeyi ile ilgilenir. Serpil hem iyi bir eş hem iyi bir annedir. Kocasıyla saygıya dayalı bir ilişkileri vardır. Seyfi’nin işleri son zamanlarda yaşanan krizden çok etkilenir. Gittikçe içine kapanır ve sessiz bir tavır sergiler, Serpil ona yardımcı olmak ister ama iş dünyasından çok uzaktır. Seyfi de içine düştüğü dar boğazı karısına ve çocuklarına anlatmaz. Serpil kocasına yardımcı olmak için elinden geleni yapar. Hayatı kocası ve çocuklarından oluşan Serpil, arkadaşlarıyla sergilere gitmekten zevk alır, cemiyet yararına davetler verir ama çalışma hayatı onun için bir bilinmezdir. Seyfi oğlunun inşaat mühendisliği okumasını istemesine rağmen Serpil oğlunun arkasında durur ve oyunculuk okuması için kocasını ikna eder. Serpil için herkes mutlu olduğu işi yapmalıdır. Bu yüzden ergenlik sorunları yaşayan kızı Işıl’a da sürekli destek olur. Onun asi tavırlarının zamanı gelince geçeceğini bilir. Serpil ne kadar güçlü bir kadın görüntüsü sergilese de yalnız kalmak en büyük korkusudur. Çünkü anne ve babasını çok küçük bir yaşta kaybetmiştir. Bu yüzden de ailesine çok düşkündür. Kriz yüzünden gittikçe işleri bozulan ve ticari itibarını kaybeden Seyfi, sonunda dayanamaz ve intihar eder. Bu ölümle en büyük korkusuyla yüz yüze kalan Serpil’in bütün dengeleri alt üst olur. Ölüm şokunun üstüne alacaklıların kapıya dayanması işleri daha çıkmaza sokar. Seyfi’nin yıllardır çalışıp çabalayarak edindiği her şey borçlara gider. Serpil iki çocuğuyla beş parasız ortada kalmıştır. Bir mesleği olmadığı için de ne yapacağını da şaşırır. Yıllardır kocasının kanatları altında yaşamıştır. Şimdi de oğluna sığınmaya ihtiyacı vardır. Kızını da yanına alarak İstanbul’a, oğlu Barış’ın yanına gider. Artık yeni bir hayata başlayacaklardır.
IŞIL ÜSTÜNDAĞ: Barış’ın kız kardeşi. 15 yaşın bütün ergenlik sıkıntılarını yaşayan sevimli ama asi bir kızdır. Anne ve babasının kanatları altında huzur içinde yaşamaya, isteklerinin anında yerine getirilmesine alışıktır. Bu yüzden şımarıktır. Ama babasının ölümüyle sarsılır. Ne babasının ölümünü kabullenebilir ne de hayatının değişeceğini. Arkadaşlarıyla istediği zaman istediği yere giden, alışveriş merkezlerinden çıkmayan, neyin trend olduğunu herkesten iyi bilen ve erkeklerin ilgisini çekmekten memnun olan Işıl, babasının ölümüyle daha huysuzlaşır. İstedikleri anında yerine gelmezse asileşir, abisinin annesinin canını sıkar, sorumluluklarını üstlenmek istemez. Hatta babasının ölümünü bahane ederek okulu bırakmak ister ama Barış’ın kararlı tavrı yüzünden sırf mecburiyetten devam eder. Onun için hayatın anlamı arkadaşları ve yakışıklı oğlanlarla gezip tozmaktır. İzmir’de büyümüş olmanın rahatlığı da vardır üzerinde. Babası sağken ona hiç karışmadığı için Barış’ın müdahale etmesini kabullenemez. İki kardeş arasında sürekli bir mücadele vardır artık.
NURAN SÜMER:
22 – 23 yaşında Bursa Orhangazili, Güzel Sanatlar Şan bölümü 4. Sınıf öğrencisi. İpek’in yeni ev arkadaşı. Yılardır ailesinden uzakta, ayakta kalmaya çalışmaktan sertleşmiş ve bencil bir kişiliktir. Evde herkes açken bile hiçbir şeyini paylaşmayan, hiç kimsenin derdiyle ilgilenmeyen yüzeysel ilişkiler kuran, kendini korumak adına sınırlarının ihlal edilmesinden nefret ettiğini açıkça beyan eden bir kişiliği vardır. Mesela eve alış veriş edilirken kendi parasıyla aldığı her şeyin üzerine adını yazar ve kendinden başkasının yemesine ya da kullanmasına izin vermez. Ola ki biri peynirinden bir çatal alsın ya da onun deterjanıyla çamaşırını yıkasın evde 3. Dünya savaşının çıkmasına yeter de artar onun için. Bu yüzden odasının kapısını sürekli kilitli tutar.
ÇAĞLA HANCI:
23-24 yaşlarında Kırıkkaleli, Güzel Sanatlar Tiyatro 4. Sınıf öğrencisi, İpek’in ev arkadaşı. Aslında özünde iyi bir insandır. Ama çok korkak ve insanlara güdümlü yaşadığından fazla sesi çıkmaz. Ev arkadaşı Nuran’a hiçbir konuda karşı çıkamaz. Okulundaki herkesin büyük hayalleri ve hedefleri varken çağla, Kırıkkale’ye dönüp kendi küçük tiyatrosunu kurmak istemektedir. Sürekli kendisini aşağı görür. Yeterince güzel diildir ya da yeterince yetenekli. Bu yüzden de pek erkek arkadaşı olmaz. Platonik ilişkiler yaşar. Biraz pısırık, içe kapanık, bana dokunmayan yılan bin yaşasın tadında bir arkadaşımızdır.
FIRAT CANER:
33-34 yaşlarında, Balıkesir’in köklü bir ailesinin tek erkek evladıdır. Çok yakışıklı değildir ama eli yüzü düzgün, ailesinin imkânlarından dolayı da kendine bir hayli güvenen biridir. Lise mezunu olan, okumaya da çalışmaya da ihtiyaç duymayan Fırat, babasının belediye başkanı olmasıyla aile şirketinin başına geçer. Sorumluluğunun bilincinde olmasına rağmen zora gelemez. Sürekli çalışmak ona göre bir şey değildir. Zaten buna ihtiyacı da yoktur. Varlıklı bir aileden geldiği için daha çok keyfe keder işlerle uğraşmayı sever. En büyük merakı arabalardır. Hız tutkusu annesinin yüreğini ağzına getirse de o bundan asla vazgeçmez. Üstelik sırf arabayla hız yapmaz. Aile terbiyesi almış, itibarlı biridir ama gençliğin verdiği deli fişeklilikle ilişkilerini de hızlı yaşamaktadır. Babası oğlunun durulması için evlenmesi gerektiğine inanır ve adetlerini bilen, kendi memleketlerinden bir ailenin kızıyla yuva kurmasını ister. Fırat buna karşı gelmez. Zaten eşraftan birçok aile Fırat gibi bir damat istemektedir. Gelinlik yaşına gelen kızları olan aileler Fırat’ın annesiyle ilişkilerini daha yakın tutar. Ama Fırat kendince bir eş seçmiştir. Çocukluğundan beri tanıdığı Birol’un sürekli Esin’den bahsetmesi dikkatinden kaçmaz. Esin okulu bitirmiş memlekete dönecektir. Hem güzel hem de ailesine uygun bir gelin adayıdır. Birol’un da buna karşı gelmeyeceğini bilir. Çünkü birlikte iş kurma planları vardır. Fırat anne ve babasına bu fikrini açıklar. Esin’i ve ailesini tanıyan anne baba bu evliliğe sıcak bakar. Onlar için karar verilmiştir.
-Alıntıdır-
Mesaj Sayısı
Ptsi Ağus. 31, 2009 2:29 pm
