İzmirli güzeller ekolünden... Oyunculuk aşkı uğruna İzmir’den İstanbul’a gelenler kervanına katılan 20 yaşındaki Selin Şekerci “Melekler Korusun” adlı dizide farklı yüz hatlarıyla dikkat çekti. Asi görünüşü, kendine özgü saç modeli genç kızlar tarafından denenmeye başlandı bile. Kendine güveniyle rakipleri arasından sıyrılacağını savunan Şekerci “Hayallerim sınırsız. Kıstasım Altın Portakal değil” diyecek kadar da iddialı.
Oyunculuğa nasıl başladınız?
Hayalim balerin olmaktı ama geçirdiğim kaza sonucunda bale yapma hayalim son buldu. Lisedeyken izlediğim Amelie filminin etkisiyle oyuncu olmak hayatımın anlamı oldu. Özel tiyatrolarda çocuk oyunları ile başlayan serüvenim, İzmir Devlet Tiyatrosu’yla devam etti. Kavak Yelleri’nin üç bölümünde oynadım. Orada oyunculuğumu beğendikleri için “Melekler Korusun”a seçildim.
Dizideki karakterle kendi hayatınızda bir yakınlık var mı?
Dizideki Özgür gibi ben de babasız büyüdüm ve annem çok çalışıyordu. Ben de baba sevgisinden uzaktım. Bu da bana bazı sertlikler ve patavatsızlıklar getirdi, Özgür karakterindeki gibi.
Sektörde çok fazla yeni oyuncu var. Sizi diğerlerinden ayıran özelliğiniz neydi?
Tiyatro ile uğraştığım için diğerlerinden farklıyım. Güzel veya çirkin anlamında değil ama dizi piyasasındaki oyuncu kızlardan çok daha farklı bir tipim var.
Hangi rolde zorlanırsınız?
Hayata pozitif bakan karakter rollerini oynayamazdım herhalde. Tipime yakışmaz. Özgür’ün karakteri aslında zorlayıcı biraz. Gözünün yaşını silip çevresine kahkaha atan bir kız. Zorlanmayı seviyorum oynadığım karakterde. Zorlandığım zaman daha iyi oynuyormuşum gibi geliyor. Özgüvenim çok fazla.
Özgüveninizin fazla olması, oyunculuğunuza yarar sağlıyor mu?
Kendime güvenim beni daha da ileriye götürüyor. Yeni bir oyuncu olduğum için biraz utangacım ama dizideki tecrübeli oyuncular benim bu huyumu azaltmamı sağlıyor.
Hangi yönetmenlerle çalışmak isterdiniz?
Ferzan Özpetek’in filmlerini ve tarzını çok beğeniyorum. Popüler kültürün kurbanı olmuş yönetmenleri sevmiyorum. Zeki Demirkubuz çok severdim mesela ama Vildan Atasever’i oynattıktan sonra sevmemeye başladım. Maddi kaygılar yüzünden oynattığını düşünüyorum. Yönetmen çizgisinin dışına çıktığı zaman, çok çabuk soğuyorum. Yaşımla ters orantılı olsa da popüler kültürün içinde olmak istemiyorum.